Milattan 2000 Yıl Öncesine Ait  Hitit Duvar Yazısı

Hız…  Deli koşusu hayatın. Durmadan bir yere yetişme arzusu. Hem de bir an önce hedefi ele geçirme hırs ve çılgınlığı.

Üstelik güç gibi ezici ve bir o kadar da tehlikeli bir iradeyi de içinde barındıran körlük halimiz.

Hız… Hedefe bir an önce ve nasıl, hangi engel karşısında olursa olsun ulaşma çabasının, zaman içinde sabır taşımızı çatlatıp, başımızı döndürüp,  kazanmaya odaklanarak körlüğe dönüşmesi hali.

Hırs denen delilik durumunu tetikler, bu ezici hale gelen ve hızla! büyüyen ruh halimiz.

Hedefi  hemen elde etmek, bir an önce kavuşmak, nimetlerinden ve vereceği hazdan bir önce yararlanma duygusu kamçılar bizi sinsice. Hızın kamçısının vereceği acıdan zevk almaya bile başlarız nerdeyse ve acıyı fark edecek durumda bile olmayız çoğu zaman hedefimize kör uçuşu halinde ışık hızıyla koşarken.

Bu yüzden hız, içinde ezme ve ezilme deliliğini ve içgüdüsünü de barındırarak, kendi kendini yok etmeye programlanmış bumerangtan başka bir şey değildir kendi iç dünyasında.

Yanımızda kim, arkamızda, önümüzde kim varmış, hangi çiçek, hangi kuş, hangi çocuğun hangi derinlikli gözlerini ezmişiz koşarken… Bunların hiç önemi yoktur hızın karşısında.

Hızlı olmanın eşsiz çekiciliği karşısında, duygularımız da, insan olma halimiz de giderek kör olmaya yüz tutmaya başlar kaçınılmaz olarak.

Hız.. Kör oluş, kendimize ve hayatımıza ve inceliklere karşı bir yok olma halimiz.

Günlük yaşamında son derece sakin bir insanın, direksiyon başına geçtiği andan itibaren yaşadığı deli körlük hali değil de nedir?

Hızla giden bir trende, karşı tarladaki hangi kuşun kanadının rengini seçebilir, hangi çocuğun kirpiklerinin farkına varabiliriz, söyleyin bana?

Anadolu’da, bir tren garında, hızla geçerken trenimiz, trenin penceresine doğru; “gazete, gazete” diye bağırarak, bir satır olsun okuma arzusunu gidermek için çırpınan mavi kaşlı bir çocuğun yanağındaki güzelim gamzesinin nasıl farkına varabiliriz, yanı başımızdaki hızın çılgın alışı karşısında?

Ama biliyorum ki sizin çok önemli ve çok fazla işiniz var hemen bitirmeniz gereken.

Büyük ideallerinize! ulaşmanız için bir an önce, hem de baş döndürücü bir hızla hedefinize koşmanız gerekiyor basa basa çimenlerin üstüne.

Hem de üstüne basa basa insanların, basa basa çocukların ve onların öpülesi gözlerinin, üstüne basa basa, sizi insan eden ne kadar güzellik ve özellik varsa, onları yok ede ede koşmaya devam ediniz.

Ama bütün bunlara karar vermeden önce, isterseniz bir de, milattan 2000 yıl önce Hititlilere ait kalıntılar arasında bulunan bir duvar yazısına beraberce göz atalım, ama yavaşça ve tane tane okuyarak, sindire sindire…

xxx


*Tanrım beni yavaşlat,

*Aklımı sakinleştirerek kalbimi dinlendir…

*Zamanın sonsuzluğunu göstererek bu telaşlı hızımı dengele…

*Günün karmaşası içinde bana sonsuza kadar yaşayacak tepelerin sükunetini ver.